Televizyonun çocuklar üzerinde etkisi

Uzmanlara göre, TV 0-5 yaşları arasında daha etkili oluyor. Çünkü, bu yaşlar hayat boyu kullanılacak bazı psiko sosyal ve psiko motor özelliklerin kazanıldığı çok önemli bir devredir. Bu devrede oluşabilecek herhangi bir sorunun bütün hayatı etkilediği belirtiliyor. Uzmanlar, televizyonun yaşlara göre etkisini şöyle açıklıyor...


0-5 yaş gurubuna etkiler


0-5 yaş için TV bazı durumlarda ciddi sıkıntıların kaynağı olabiliyor. Ailelerin sosyoekonomik zorlukları, çalışan annelerin durumu, çocuğun-ilgilenilmesi gereken - ek kardeş durumu, anne babaların kendilerine ait sorunları, yapılması gereken ev işleri, anne babaların sosyoekonomik zorluklardan dolayı ek işlerde çalışmaları, anne babalardan birinin veya ev içerisindeki bireylerden birinin kronik hastalığı, ailelerin kendi psikososyal ihtiyaçları için zaman ayıramaması, anne babaların kendilerinin psikiyatrik sorunları, istenmeyen hamilelik sonucu bebeğin doğmuş olması , çocuğun bedensel bir hastalığının olması ve buna benzer sayacağımız onlarca etken nedeni ile anne ve babalar çocuklarına yeterince zaman ayırmamakta veya ayıramamaktadır. Bu nedenlerden dolayı anne babalar isteyerek veya istemeyerek çocuğu ile fazla ilgilenemiyor. Çocuğu ile ilgilenme fiziksel bakım ( karnını doyurma, altını temizleme vb. ) ötesine çok fazla geçemiyor.


Onunla gerçekten ilgilenin


Bu dönemde çocukların duygusal doyum sağlaması ve onun ile her bakımdan ilgilenilmesi onun sağlam ve güçlü bir psikolojik yapısının oluşmasına zemin hazırlar. Bu dönem için bebeği okşamak, kucaklamak, onun ile konuşmak, sevildiğini hissettirmek, onun ile oynamak, onun ile birlikte vakit geçirmek , onu gezdirmek, psikomotor ve psikososyal yönünün gelişimine çok büyük katkılarda bulunur. Bebek ile birlikte vakit geçirmek , onun insanlar arası ilişkilere yabancılaşmasını engeller ve ilgilenen bakıcısı vasıtası ile önce karşısındaki bireyi , aile ortamını ve yavaş yavaş sosyal çevresini tanımasına yol açar . Bu bağlanma yolu ile önce anneye karşı bir ilişki gelişir . Bu durum anne karnında başlar ve bebeklik döneminde devam eder. Çocuk bu bakım veren aracılığı ile iletişim geliştirmeye , kendini ifade etmeye , ihtiyaçlarını anlatmaya çalışmaya , kısacası sosyal ortamın gereklerini yaparak yanında ve çevresinde bulunan insanlar ile iletişim ve etkileşim içerisine girmeye başlar.
 

 

Hareket eden ve seven olun.

Çocuk cansız bir varlığın karşısında, duygusal ve sosyal uyarıdan mahrum, sevgiden ve bağlandığı kişiden uzak, çocuğun konuşmasına, bakışına, gülümsemesine karşılık vermeyen, gönderdiği iletişim ve etkileşim mesajlarına cevap vermeyen, sert, soğuk bir cismin karşısında kaldığında ( ne kadar ses ve görüntü olursa olsun çocuk onları yorumlayacak ve kabul edecek durumda ve psikososyal seviyede değildir ) biraz önce saydığımız sosyalleşme ve bireyselleşme ve kendiliğinden gelişecek olan psikososyal yönlerin hepsi eksik veya yetersiz kalacaktır. Neden küçük çocuklar için bu biraz daha sıkıntılı bir durum ? çünkü çocuğun bu sosyal ve duygusal eksikliği telafi edeceği arkadaş ve sosyal ortamı, konuşmak veya vakit geçirmek için gideceği ikinci bir ortam ve bunu telafi edebilecek psikomotor, psikososyal yeterlilik henüz gelişmemiştir ayrıca alternatif bir gelişim ortamı yoktur .